www.radikal.com.trSevan Nişanyan şu yazıyı okumuş olsaydı, büyük ihtimalle Tuncay Özkan'ın karşısına çıkmaya ikna olmazdı sanıyorum. Netice itibariyle tarih tartışılan bir açık oturumda Özkan'ın C. Sinan Sağıroğlu tavırları fevkalade irrite ediciydi ki, Nişanyan'ın bu programa hangi saiklerle katıldığını anlamış değilim.
Adam üç aşağı beş yukarı diyor ki, 1913'teki Mahmut Şevket Paşa suikasti sonrası İttihat ve Terakki diktası başlamıştır, padişah sadece bir kukladır. O yüzden imzası şekli bir anlamdan ötesini ifade etmemektedir. Tuncay Özkan diyor ki, "Olloh olloh", "Yek yeeaaa". Bu da, lisede verilen resmi tarih eğitimiyle yetişmiş heyecanlı milliyetçi (pardon solcu :) ) gençlerde "Eaabi nası da ayar veriyo" etkisi uyandırıyor ki, gayet normal. Bağırıp çağırarak muhalifini susturanın, şark kurnazlığıyla kıvıranların haklı ve muktedir olduğu bir memlekette fazlasını beklemek de abes zaten.
Bir de belirtmekte fayda var, Nişanyan'ın Türkiye tarihine ilişkin çoğu fikri öyle orijinal, hiç duyulmamış görülmemiş şeyler değil. Bunları Başkaya da dile getirdi zamanında (bu yüzden hapis yatmıştır), Mete Tunçay da.. Neyse bunlar da gazete entelleri, halktan kopuk aydınlar neticede. Diy mi efendim, diy mi? Diy mi?